7 Ekim 2008 Salı

Senin Kokunu Özlüyorum

Bir veda o geceden aklımda kalan
Her şey bom boş sanki
Anılara kilit vurmuş yüreğin
Çözmek imkânsız duygularını
Hani o,
Sözlerin vardı kalbime işleyen
Düşündükçe,
Hatırladıkça beni yerden yere vuran
Gidişin dün gibi aklımda hala
Ellerini arıyorum bulamıyorum
Sahte tuttuğum bütün her şey
Yarınları düşünemiyorum ama
Senin kokunu özlüyorum
Sarılıp korkulara yalnızlığım ile ağlıyorum
Geleceği düşünemiyorum
Habersiz gelmeni istiyorum
Belki ben çok şey istiyorum
Ama…
Sana sesimi duyuramasam da
Ben,
Senin kokunu özlüyorum

Murathan Mungan'ın güzel bir özlem şiiridir 'Senin Kokunu Özlüyorum'...

8 yorum:

MORTAC dedi ki...

Acaba kime yazdi bu misralari :))

Murat YILMAZ dedi ki...

belden aşağı vurmayın sayın ortaç...

Unknown dedi ki...

Bu blogta artık şiir ve Dali resimleri görmek istemiyoruz. Tekno Market olarak çok ciddi bir kampanya hazırlığındayız. Okuyucu kitlene bayburt zülmu yapmana hakkın yok sayın admin. Günlük tutmak istiyorsan, sana bi anı defteri alalım, oraya yaz. Bizide çıldırtma :)

Murat YILMAZ dedi ki...

Kardeşim bırak da blogda istediğimiz şeyleri yayınlayalım, bana E.Özkök muamelesi yaparak yayın politikama lütfen karışma. Bahsedilen kişi ve tema Mustafa Sandal ve onun şarkı sözleri değil. Bu ülkenin kaliteli yazarlarına-çizer ve şairlerine sahip çıkalım, sevelim-sevdirelim. Haa işine gelmezse kolayı var, ekranın sağ üst köşesinde kırmızı çarpı var, ona basıp kolayca kapatabilirsin...

Unknown dedi ki...

Halka malolmuş bir admin okuyucu kitlesine bu şekilde yaklaşmamalıdır bence. Söz konusu şiir kendi şiirinizse buyrun yayınlayın ama bizim canımız Murathan Mungan şiirleri okumak isterse yazarız googela girer okuruz. Ne Murathan Mungan'ın efsanevi şairliğine sözümüz var ne de üstad Dali'nin resimlerine. Seyahat notlarınızı, maç yorumlarınızı, konser raporlarınızı büyük zevkle okuyoruz ama onun bunun şiirlerini resimlerini burda görmek istemiyoruz. Yaklaşımımı E.özkök yaklaşımı olarak değil, okuyucu talebi olarak değerlendirirseniz sevinirim. Saygılarımla...

Murat YILMAZ dedi ki...

blogun kalitesi ve içeriği hakkında yaptığınız yorumları her zaman dikkate aldğımı bilirsiniz, bir sohbetimizde blogun bana en fazla kattığı şeylerin farklı görüşleri görmek ve dinlemek, farklı bakış açısı yakalamak, farklı görüşleri saygıyla karşılamak, hayata farklı bakabilmek olduğunu söylemiştim. amaç farklılık yaratmak ve yakalayabilmek. sayın demirel, pazar günü gazete aldığınız zaman her noktasını okuyamıyorsunuz, ilginizi çekmeyen bazı haberleri ve yazıları pas geçebiliyorsunuz. Siz de blogda bu tip yazıları pas geçebilirsiniz. Sizin hoşlanmadığınız şeylerden başkaları hoşlanabilir, bu hoşgörüyü lütfen veriniz. bu şiir admin'in en sevdiği özlem şiirlerindendir, dolayısıyla blogumla ve dostlarımla paylaşmak istedim.Ayrıca beni 20 yıldır tanıyan birisi olarak admin'in bunları artistik olsun diye yayınlamadığını (başkaları bu şekilde düşünebilir-sizin düşünmediğinize eminim), şiirle çocukluğundan beri haşır neşir olduğunu hatta iki şiir kitabı olduğunu (birini siz bilgisayarda edit etmiştiniz) gayet iyi bilirsiniz. Dolayısıyla blogun adminin ara sıra kendi ruh halini, özlemlerini, fikirlerini yazdığı yazıları kendisine lütfen çok görmeyin. Bu tip şiir-resim ve yazılara zaten çok sık yer vermiyorum.

Faruk dedi ki...

mustafa sandal'a uzatılan dil hiç şık durmadı sayın admin, ne demekmiş o öyle, ben mustafa sandal'ı yıllardır dinleyen birisiyim ve yaptığı müziği çok kaliteli bulurum. lütfen bir tarafı yüceltmeye çalışırken özrümüz kabahatimizden büyük olmasın. ayrıca işinize gelmiyorsa sağ üstte kırmızı bir çarpı var basıp çıkarsın ne demekmiş?

Sayın admin;

Eleştirileri göğüsleyebildiğiniz sürece adminsiniz, ustamızsınız haddimize düşmez ama okuyucu kitlesine bu şekilde davranmak sizi bir nevi okan bayülgen bir nevi nejat işler bilemediniz teoman kıvamına getirir ki benim aylardır kafamda canlandırdığım ''büyük admin'' idolüme ters düşer bu tip hareketler.

Umarım bana da yukarıdaki çarpı işareti ile kapıyı göstermezsiniz. Amacımız elbirliği ile bloglarımızın yayın hayatının devamını sağlamak ve bu doğrultuda insanların fikirlerini her koşulda değerlendirebilmektir. saygılarımı sunuyorum...

Murat YILMAZ dedi ki...

işte anlatmak istediğim budur. Sonuçta blog kişisel bir olay. Mustafa Sandal benim tarzım değil, onu beğenmeme hakkına sahibim, eleştirme hakkında sahibim. Aynı şey heavy metal için de geçerli. Ama dinleyene saygım sonsuzdur, tercih meselesidir derim. Hiçbirimiz aynı değiliz ve aynı olmaya çalışmamalıyız. Saat 14:17'de yazdığım ikinci yorumda olayı daha açık yazmıştım. Sanırım sevgili Faruk o bölümü pas geçmişsin. Gazete örneğinde olduğu gibi beğenmediğin konuyu okuma zorunluluğu yoktur. Bu hususta okuyucu kitlesini (bence iddialı bir kelime, ben dostlarımızı tercih ederim) kıracak birşey göremiyorum...Senin blogun dahil günde ona yakın blog okuyorum ama hepsini kelime kelime değil. Beni çekmeyen yazıları kırmızı çarpıya basarak pas geçiyorum, eleştireceklerimi eleştiriyorum, öveceklerimi övüyorum. Yorumumda bahsettiğin gibi insanların fikirlerinin değerlendirilmemesi gibi birşey yok, zaten olamaz, olursa blog felsefesine aykırı düşer..