Keşke hangi tablosu olduğunu, ne zaman ve ne için yapıldığı falan gibi bilgiler ekleştirseydin sevgili adminim, ben pek anlamam böyle şeylerden, faydası dokunuyordu okudukça...
Sevgili farukçum, üstad burada soyut çalışmış ve bize çok önemli simgesel mesajlar vermiş, izninle yorumlayayım; arkada gözüken kaya parçası şampiyonlar ligi kupasını temsil etmekte. Oraya doğru hızla ilerlemekte olan mermilerde Fenerbahçe SK' yı simgeliyor. Mermilerin teğet geçtiği ve üzerindeki yazıların açık seçik okunduğu saat bize kupanın çok yakınlarda olduğunu müjdeliyor. Mermilerin önüne çıkmaya çalışan angut suratlı hamsi trabzonlu ulusoysuz ve dadaşlarını simgelemekte. Tabiki merminin önünü kesmek isteyen balığın akibeti ne olacaksa onlarında öyle olacaktır. Hemen sol tarafta gözüken kuru ağaç parçası Trabzonspor'u simgelemekte. Dalda asılı olan kendinden geçmiş saat ise trabzonun şampiyonluk zamanını anlatmaya çalışıyor ama saat derbeder olduğu için hiç bir şey okunmuyor yani kısaca şafak karanlık demek istiyor. Ressam çocuğu olduğumuz için az çok yorumluyoruz resimleri babacım, gene zorlandığın bi resim olursa onada nacizane yorumlarımı sunarım. Sevgiler...
bence renklerin ve ışığın güzel kullanılması ve perspektifin güzel işlenmesi haricinde bir güzelliği yok.
başka ne gibi bir güzelliği olabilir ki? yılan balığının altından giden mermiler, onun altından giden ahtapot, deforme olmuş saatler. ban birşey anlatmasın bu resim, lütfen...
sanattan anlayan, estetik sahibi bir insan için bu resim güzel bir resimse, ben bu tanıma girmiyorum.
bu resim, diğer resimlerinin de işaret ettiği gibi, dali don dali'nin kafadan üşütük olduğunun ispatıdır.
sizinle zıt bir zevkimizin olmasına şaşırdım sayın m.yargan... picasso'dan gram hoşlanmam, benden uzak olsun. Blog'da sık sık Dali resimlerine yer vereceğim, şimdiden verdiğim rahatsızlıktan dolayı özür dilerim. istanbul ve resim deyince aklıma geçen yıl çiçeğimizi yaptırıp gittiğimiz Feyzi Demirel sergisi geliyor aklıma. Blogun polemik ustası Hakan Demirel'in kendisi gibi renkli bir kişiliğe sahip olan babası Feyzi Amcamızın birkaç çalışmasını Blog'da yayınlamak boynumuzun borcu oldu. Bakalım beğenecek misiniz?
Resim yorumlama sanatın biraz medyumluğa kaçmış, Nostradamus nickini kullanabilirsin bundan sonra yorumlarında fakat Nostradamus senin şu yorumlarını okuyabilseydi eminim kehanet işlerini bırakır, kabzımallığa başlardı...
Bende bu önemli tabloyu ''Medyum Memiş'' tarzı yorumlamak isterim; Arka planda gözüken kaya parçası bizim 24 yıldır uzanamadığımız şampiyonluğun temsilidir, dikkat edersen hemen kayanın altındaki hamsi kayayı parçalarcasına elde ederken hemen sol arka plandaki iki ağaç parçası Şükrü stadının telsim tarafındaki kalesini temsil ediyor.Dala asılmış eşek semeride Fenerbahçe kalecisi Volkan'ı.Hamsinin yararcasına süzülüşüde Şükrü'de Fenerbahçe'ye itekleyeceğimiz gollerin adeta resme dökülmüş hali.Hızlı gelen hain mermilerde İstanbul basınını, Federasyon ve İstanbul yardakçısı MHK'yi temsil etmekte.Ama bu hain kurşunların hedefini bulamayacağını da üstad çok güzel resmetmiş...
Hakikaten üstad Dali'yi bu başarılı şampiyonluk temsilimizi çizdiği için kutlar, takımımızın şampiyonluğunu çok önceden görebildiği için sonsuz saygılarımı sunarım...
Sayın Türütoğlu, talihsiz açıklamalarınızı derin bir üzüntüyle okudum. 7.yorumu artık sıradan bir vatandaş olarak değil, halka malolmuş, bütün klüplere aynı mesafede durabilen, objektif, saygın, ilkeli bir admin olarak yazmanız gerekiyordu. Sizin sosyal ve toplumsal statünüz 14.07.2008 tarihinden itibaren değişmiştir. Siz artık bir osman tanburacı, bir ziya şengül, bir adnan aybaba olamazsınız. Siz artık yeri geldiğinde bir profesyonel güntekin onay, yeri geldiğinde babacan bir halit kıvanç, yeri geldiğinde bilge bir murat kosovasınız sayın Turutoğlu. Adminliğinizi tebrik eder, güzel yazı ve yorumlarınızda buluşmak dileğiyle gözlerinden öperim kardeşim. Ama adminliğe yakışmayacak hareketlerde bulunursan da tepene binerim ona göre. Admin olunmaz admin doğulur, akıllı ol :) Üstte yazdığın yorumuda görmemiş olayım. cık cık cık....
Adminlik kutsal bir iştir herşeyden önce, ben adminken üzerimden formamı çıkarır, rıdvan dilmen olurum, ama across the universe'e yazarken kralını tanımam, ahmet çakar olurum, yukarıdaki yorumumun arkasındayım, kardeş bloğumun adminine saygılarımı sunar, başarılarının devamını dilerim.Son olarak eklemek isterim ki:ADMİNLER ÖLMEZ VATAN BÖLÜNMEZ... İşte o kadar...
9 yorum:
Keşke hangi tablosu olduğunu, ne zaman ve ne için yapıldığı falan gibi bilgiler ekleştirseydin sevgili adminim, ben pek anlamam böyle şeylerden, faydası dokunuyordu okudukça...
Sevgili farukçum, üstad burada soyut çalışmış ve bize çok önemli simgesel mesajlar vermiş, izninle yorumlayayım; arkada gözüken kaya parçası şampiyonlar ligi kupasını temsil etmekte. Oraya doğru hızla ilerlemekte olan mermilerde Fenerbahçe SK' yı simgeliyor. Mermilerin teğet geçtiği ve üzerindeki yazıların açık seçik okunduğu saat bize kupanın çok yakınlarda olduğunu müjdeliyor. Mermilerin önüne çıkmaya çalışan angut suratlı hamsi trabzonlu ulusoysuz ve dadaşlarını simgelemekte. Tabiki merminin önünü kesmek isteyen balığın akibeti ne olacaksa onlarında öyle olacaktır. Hemen sol tarafta gözüken kuru ağaç parçası Trabzonspor'u simgelemekte. Dalda asılı olan kendinden geçmiş saat ise trabzonun şampiyonluk zamanını anlatmaya çalışıyor ama saat derbeder olduğu için hiç bir şey okunmuyor yani kısaca şafak karanlık demek istiyor. Ressam çocuğu olduğumuz için az çok yorumluyoruz resimleri babacım, gene zorlandığın bi resim olursa onada nacizane yorumlarımı sunarım. Sevgiler...
bence renklerin ve ışığın güzel kullanılması ve perspektifin güzel işlenmesi haricinde bir güzelliği yok.
başka ne gibi bir güzelliği olabilir ki? yılan balığının altından giden mermiler, onun altından giden ahtapot, deforme olmuş saatler. ban birşey anlatmasın bu resim, lütfen...
sanattan anlayan, estetik sahibi bir insan için bu resim güzel bir resimse, ben bu tanıma girmiyorum.
bu resim, diğer resimlerinin de işaret ettiği gibi, dali don dali'nin kafadan üşütük olduğunun ispatıdır.
çok merak edenlere, aşağıda bu resmin hikayesi:
http://en.wikipedia.org/wiki/The_Disintegration_of_the_Persistence_of_Memory
The Disintegration of the Persistence of Memory (1954):
Dalí's expression of ushering in the new science of physics above psychology
keşke hepimiz Dali kadar üşütük olabilsek sayın yargan...
sayın sanatsever m.yılmaz, dali'nin yanına picasso'yu da koyar, pişti yaparım...
ben beğenmiyorum. çok uçuk geliyor. güzel bir istanbul yağlıboya tablosunu tercih ederim.
sizinle zıt bir zevkimizin olmasına şaşırdım sayın m.yargan... picasso'dan gram hoşlanmam, benden uzak olsun. Blog'da sık sık Dali resimlerine yer vereceğim, şimdiden verdiğim rahatsızlıktan dolayı özür dilerim. istanbul ve resim deyince aklıma geçen yıl çiçeğimizi yaptırıp gittiğimiz Feyzi Demirel sergisi geliyor aklıma. Blogun polemik ustası Hakan Demirel'in kendisi gibi renkli bir kişiliğe sahip olan babası Feyzi Amcamızın birkaç çalışmasını Blog'da yayınlamak boynumuzun borcu oldu. Bakalım beğenecek misiniz?
Değerli dostum sayın Demirel;
Resim yorumlama sanatın biraz medyumluğa kaçmış, Nostradamus nickini kullanabilirsin bundan sonra yorumlarında fakat Nostradamus senin şu yorumlarını okuyabilseydi eminim kehanet işlerini bırakır, kabzımallığa başlardı...
Bende bu önemli tabloyu ''Medyum Memiş'' tarzı yorumlamak isterim; Arka planda gözüken kaya parçası bizim 24 yıldır uzanamadığımız şampiyonluğun temsilidir, dikkat edersen hemen kayanın altındaki hamsi kayayı parçalarcasına elde ederken hemen sol arka plandaki iki ağaç parçası Şükrü stadının telsim tarafındaki kalesini temsil ediyor.Dala asılmış eşek semeride Fenerbahçe kalecisi Volkan'ı.Hamsinin yararcasına süzülüşüde Şükrü'de Fenerbahçe'ye itekleyeceğimiz gollerin adeta resme dökülmüş hali.Hızlı gelen hain mermilerde İstanbul basınını, Federasyon ve İstanbul yardakçısı MHK'yi temsil etmekte.Ama bu hain kurşunların hedefini bulamayacağını da üstad çok güzel resmetmiş...
Hakikaten üstad Dali'yi bu başarılı şampiyonluk temsilimizi çizdiği için kutlar, takımımızın şampiyonluğunu çok önceden görebildiği için sonsuz saygılarımı sunarım...
Sayın Türütoğlu, talihsiz açıklamalarınızı derin bir üzüntüyle okudum. 7.yorumu artık sıradan bir vatandaş olarak değil, halka malolmuş, bütün klüplere aynı mesafede durabilen, objektif, saygın, ilkeli bir admin olarak yazmanız gerekiyordu. Sizin sosyal ve toplumsal statünüz 14.07.2008 tarihinden itibaren değişmiştir. Siz artık bir osman tanburacı, bir ziya şengül, bir adnan aybaba olamazsınız. Siz artık yeri geldiğinde bir profesyonel güntekin onay, yeri geldiğinde babacan bir halit kıvanç, yeri geldiğinde bilge bir murat kosovasınız sayın Turutoğlu. Adminliğinizi tebrik eder, güzel yazı ve yorumlarınızda buluşmak dileğiyle gözlerinden öperim kardeşim. Ama adminliğe yakışmayacak hareketlerde bulunursan da tepene binerim ona göre. Admin olunmaz admin doğulur, akıllı ol :) Üstte yazdığın yorumuda görmemiş olayım. cık cık cık....
Adminlik kutsal bir iştir herşeyden önce, ben adminken üzerimden formamı çıkarır, rıdvan dilmen olurum, ama across the universe'e yazarken kralını tanımam, ahmet çakar olurum, yukarıdaki yorumumun arkasındayım, kardeş bloğumun adminine saygılarımı sunar, başarılarının devamını dilerim.Son olarak eklemek isterim ki:ADMİNLER ÖLMEZ VATAN BÖLÜNMEZ...
İşte o kadar...
Yorum Gönder